Sevmek ve sevilmek isteği, nefes alan her canlı türünün olmazsa olmaz bir ihtiyacıdır. Maslow’un ihtiyaçlar piramidinde de, sağlıklı bir birey olmak için sahip olmamız gereken 5 temel gerekliliğin üçüncüsü olarak yerini almaktadır. İnsan, duyguları deneyimleyerek keşfeden ve keyif aldığı keşfi tekrar tekrar deneyimlemeyi arzulayan bir varlıktır. Örneğin ilk kez kötü not alan veya evcil hayvanını kaybeden bir çocuk olduğunuzu düşünün. Bu olaylar sizde hüzün, korku, hayal kırıklığı gibi duygular uyandıracaktır. Bu hisleri ilk kez deneyimlediğiniz anda bir daha aynı şeyi yaşamamak adına elinizden geleni yapacaksınızdır. Sevilme ihtiyacı da tam olarak böyle. Sevmenin ve sevilmenin, hatta ihtiyaç duyulup onaylanmanın ne anlama geldiğini bilen biri, elbette ömrü boyunca güzel olan bu hisse sahip olmak isteyecektir. Oldukça doğal ve önemli olan tüm bu hisler kimi zaman bizi hayal kırıklığına da uğratabilir. Peki, neler sizi sevilen biri yapar? İyi bir stil mi, yoksa güzel bir burun mu? Tatlı bir ses tonu ya da ekonomik imkânlarınız mı? Yumuşak mizacınız veya başarı dolu kariyeriniz mi? Belki de herkesle iyi anlaşan yapınızdır sizi sevilebilir hale getiren? Size cevap vereyim: Hiçbiri. Kişiyi sevilebilir yapan en temel yapı, kendi kendisini sevebilme kapasitesidir. Sevme işine kendinizden başlamadığınız sürece, başkaları için yaptığınız tüm girişimler sizi sadece o kişi için idealize edecektir.
